
Orta sayfa ya da
panaroma sayfa adı ile geçen bu çizim alanı bir çok çizerin el attığı bir çizim tekniğidir. Genellikle bir mekan veya konu belirlenip o doğrultuda espri ve irdelemeler yer verilerek mümkünse perspektif bir mekanda bu konular işlenirdi.
Böyle çizimleri
Altan Erbulak,
Eflatun Nuri gibi çizerlerin de çizdiğini hatırlarım. Tabi bu tür panaroma çizimlerini hakkıyla çizenlerin sayısı fazla değildir.
İşte
Bülent Arabacıoğlu da adını bu tekniğe çizimleriyle sabitleyen çizerlerden biriydi. Benim okumaya başladığım zamanların en iyi panaroma çizerlerinde ilk sıralarda olan çizerlerdendi.

Özellikle bir mekan kullanılarak çiziliyorsa perspektifi oturtmak, aynı tür esprileri birbirlerinden ayrı yerlere dağıtabilmek, esprilere gerekli uygun mekanlar yaratıp yerleştirmek, espri balonlarının yerlerini ayarlamak gibi zorlukları ustalıkla aşardı. Mekan içinde merdivenle, inme çıkmalarla birbirine bağlı farklı mekanlar yaratırdı. Bina duvarlarından anlaşılır kesitler açarak espriyi gene anlatırdı Bülent abi. Belki de birçok mimarı kıskandıracak mekan çizimleri vardı.

Gırgır da
sevilen ve çizimine
hayran olunan sayfalardan biriydi panaroma. Okurken perspektifin içerisinde espri atlamamak için iki kez dönerdim sayfayı. Panaromalarını
Hıbır ve
Dinozor dergilerinde de yayımlandı. Hıbır ve Dinozor da kendisine espri vererek beraber hazırladığımız sayfalarımız da oldu.

Önemli bir ayrıntı olarak, Bülent Arabacıoğlu her hafta panaroma içinde bir köşede aktif veya pasif
kendini de bir yere çizerdi mutlaka; bıyıklı bir tip. Kendisinden dinlediğime göre bu karışık sayfayı detaylı inceleyen okurları varmış ve bir hafta bıyıklarını çizmeyi unuttuğunu kendisine telefon ederek uyarmışlar. Bilinçli okuyucu ne diyeyim :))
Bu panaromik çalışmaları daha sonra bir çok ajanstan müşterileri için çizim talepleri olarak geri dönmüş ve Bülent Arabacıoğlu'na bir iş kolu yaratmıştır. Bunlar arasında İstanbul'da
Tatilya isimli bir oyun merkezinin 40 metre çaplı döner bir duvarı en önemli işleri arasındadır. Tatilya'nın panaromik bir görüntüsünde oyun alanlarının yerlerinin tarifini ve kullanımını anlatan haritasını da o çizmişti.

Gırgır dergisinde bir başka tip olan
En Kahraman Rıdvan tiplemesininde yaratıcısı ve çizeri olan Bülent Arabacıoğlu bu panaroma ve perspektif sahnelerini ilk bu çizgiromanlarında kullanmıştı. O panaromik sahnelerden etkilenen ve işi nerede kullanacağını iyi bilen Oğuz Aral, bu tür panaromik bir sayfa yapması için Bülent abiyi teşvik etmiştir. İlk zamanları Bülent abi kurşunkalem çizimlerini Oğuz Aral'a gösterdiği ve buradaki revizyon ve yer kaydrmalarının tüm çizimi baştan yapmak demek olduğunu anlatmıştı da nasıl bir çıldırık işi başardığına iki kat şaşırmıştım.
En Kahraman Rıdvan tiplemesini daha sonra
Hıbır ve
HBR Maymun dergilerinde de devam ettirmiştir.

Hıbır dönemi bir öyküde kurşun kalemlerini çinileyerek beraber de çalışmıştım Bülent abiyle. Bana çinileme konusunda çok şey öğretmiştir.

Bülent abinin kendisiyle 1992 yılından beri aynı reklam ajansında beraber çalıştığımızdan bu konuda bilgim fazla tabi. Önce Kent Gıda (Şekerleme-Sakız-Çikolata) firması içinde Grafik Bölümü'nde, daha sonra buradan ayrılarak
Artpoint Grafik Ajansı'nda beraber iş yaşamımızı sürdürmekteyiz. Bu arada Bülent Arabacıoğlu Kent Gıda ürünü olan 1970'lerde çıkan karikatürlü
Tipitip sakızlarının da tipleme yaratıcısıdır. Tipitip'i de ortak çizdiğimiz zamanlar oldu. Bu karakterin hakları Kent Gıda'ya ait olduğundan benim çizip devam ettirmem içinde teşvik ve yardımlarını da esirgememiştir. Tipitip karakterini bir ara karikatürist Ümit Atalay da çizmiştir.
Ancak 2000 yılındaki yenilenen ve aile kuran Tipitip karikatür serisinden sonra, Kent Gıda Türkiye sınırları dışında dahi satılmış, biriktirilmiş, bir 10-20 sene aralığında yetişen tüm neslin adını bildiği bu tiplemeye pazar ihtiyaçları değişimi sebebi sonrası sakız ürününün yerini koruyamamış ve üretimini durdurmuştur.
Bülent Arabacıoğlu bu sıralar ajans çalışmalarında yoğun idari görevde olduğundan hayata geçirdiği tiplemeleri bir dergide çizmemektedir.