Bu Blogda Ara

30 Ekim 2006

Semih Balcıoğlu ve basında haberleri

Ustanın en vefatına kadar çalıştığı Sabah Gazetesi'nde vefatı ile ilgili yazıdan Semih ustadan hayatını özet olarak anlatan bir alıntı yapıyorum ve sayfanın adresinden haberin tamamını Sabah Gazetesi internet sitesinden okuyabilirsiniz. Çizerin arşivi bölümünden gazetede çizdikleri ile vefat günü ve sonrası yayımlanan karikatürleride bu siteden görülebilir. (http://www.sabah.com.tr/arsiv/ars,ciz,63,1.html)

Bu arada mizahçi Cihan Demirci de kendi blogunda bu konuya incelikli yaklasmis bakmakta fayda var...
http://damdakimizahci.blogspot.com/

Sabah 27 10 2006 (http://arsiv.sabah.com.tr/2006/10/27/gun96.html)
"İstanbul'da, 1928 yılında doğan Balcıoğlu, Işık Lisesinin ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi grafik bölümünden mezun oldu.

İlk karikatürü 1943 yılında Akbaba Mizah Dergisinde yayınlanan Balcıoğlu, Karikatür, Amcabey, Akşam, Dünya, Hürriyet ve Tercüman gazetelerinde çalıştı. Balcıoğlu, meslek yaşamında yurt içi ve dışında 49 ödül kazandı. ''Gümüş Güvercin (Skopje)'', ''Altın Madalya (Pescara)'', ''Altın Palmiye'' ve ''Gümüş Hurma (Bordighera)'', ''İş Bankası Büyük Ödülü'', ''Abdi İpekçi Barış ve Kardeşlik Ödülü'', ''TÜYAP Onur Ödülü'' bu ödüller arasında yer aldı.Gabrovo Mizah Evinin yaptığı oylama sonucu dünyanın 106 çizerinden biri olarak kabul edilen Balcıoğlu, Türkiye'de üç boyutlu karikatürü gerçekleştiren ilk sanatçı oldu.

Balcıoğlu, seramikle yaptığı karikatürlerini İstanbul ve Ankara'da sergiledi. Bugüne kadar 7'si yurt dışında olmak üzere 60 kişisel sergi açtı. 19 karikatür kitabı yayınlanan Balcıoğlu'nun ''Güle Güle İstanbul'' adlı eseri, İtalya'da ''Karikatür Kitapları Yarışması''nda birincilik ödülü kazandı.İki arkadaşıyla 1969 yılında Karikatürcüler Derneğini kuran Balcıoğlu, 1973-1979 yılları arasında da Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanlığı görevinde bulundu.

Balcıoğlu, 1999 yılında ''Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü''nü aldı. 15 Ocak 2002 tarihinde Mimar Sinan Üniversitesince ''Onursal Doktor'' unvanı verilen Balcıoğlu, Basın Şeref Kartı sahibi, evli ve bir çocuk babasıydı.

CENAZESİ PAZARTESİ GÜNÜ ZİNCİRLİKUYU'YA DEFNEDİLECEK

İstanbul'da vefat eden karikatürist Semih Balcıoğlu'nun cenazesi, 30 Ekim Pazartesi günü toprağa verilecek."

Semih Balcıoğlu vefat etti - 27 Ekim 2006

Ne tesadüf ki ben kendi blogumda onunla ilgili kısımları hazırlarken o kalp yetmezliğinden vefat etmişti sanırım. Cuma (27 10 2006) geç vakit Semih Balcıoğlu'nun hazırladığı Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü ve araştırmacı yönünü anlatıyordum. Artık cumartesi olmuştu ve geceyarısından sonra 01:20 civarında yazımı yayımlayabilmişim. Ama ben ondan araştırmalarının devamını bekliyoruz yazarken onu kaybetmişiz bile. Dünya ve Türkiye çapında sayısız ödüllere sahip karikatür camiasının büyük ustasına; Semih Balcıoğlu'na Allah rahmet eylesin! Onun vefat haberini 28 10 2006 cumartesi eşimin bir kafede Vatan Gazetesi okurken öğrendim. Bu gazete alıntısını da ekte yayımlıyorum.

28 Ekim 2006

Semih Balcıoğlu ve Türk Karikatürü araştırmaları

Semih Balcıoğlu aslında çizimlerinin yanısıra kendi alanında iyi bir de araştırmacı ve derlemecidir.

Cumhuriyet dönemi karikatürü üzerine hazırladığı kitap amatörlüğümde epey elimin altıda gezindi doğrusu. Böyle bir kaynağın derlenmesi, bir çizerin elinden olunca farklı bir tadı oluyor doğrusu. Ancak benim aldığım ikinci bakısı olmasına rağmen (ki daha sonrası baskılara da göz atmıştım)içerisinde hiç bahsi geçmemiş usta çizerlerin olmasıda ilginçtir doğrusu. Mesela yıllardır beraber çalıştığım Bülent Arabacıoğlu bu bahsi geçmeyenlerden biri (En Kahraman Rıdvan, Tipitip, Gırgır'ın müthiş perspektifli panaromik orta sayfalarının çizeri). Tabi Gırgır kuşağının bir kesiminden sonrası ve daha sonraki kuşak burada hiç yoktur. Semih Balcıoğlu umarım benim takip etmediğim yeni baskılarda bu güzel kaynakçayı yenilemiştir.

18 Ekim 2006

Çarşaf ve Semih Balcıoğlu

Semih Balcıoğlu'nun Çarşaf taki karikatürleri ve köşeleri anlatmakla, örnekler vermeyle bitmez. Ben Ayna isimli bir köşesini örnek olarak koydum. Kendisi ile ne yazık ki hiç karşılaşmadık. Benim gittiğim dönemde amatörler ile o ilgilenmiyordu. Ama duyduğuma göre, her çekirdekten yetişme usta karikatürist gibi o da amatörlere gerekli zorlukları yaşatmış.

Kendisi Türk karikatürcüleri arasında önemli bir eleştirel karikatüristtir. Sade çizgileri ile her detayı, yergiyi veya komik espriyi anlatmayi bilir. Türk Karikatürü üzerine bir inceleme kitabıda vardır ve halen Sabah Gazetesi'nde "Semih Bacıoğlu'nu Not Defterinden" adlı köşesi ile aktif çizerlik hayatını sürdürmektedir. Aşağıda, bu köşesinden 18 Ekim 2006 tarihli çizimi vardır.

16 Ekim 2006

Çarşaf Mizah Dergisi ve kapakları

Bizim zamanımızın Çarşaf mizah dergisi gerçekten iyiydi. Çizerleri arasında Türk mizah dergi ve yarışma karikatürünün kalıcı olabilmiş isimleri olmuştur. Bunlardan aklıma gelenler; Semih Balcıoğlu, Nehar Tüblek, Kandemir Konduk (mizah yazarı), Mesut Ekener, İlhan Nalbant, Öznur Kalender, Bulent Düzgit, Bülent Arabacıoğlu, Bülent Özdemir (kendisi unuttuğumu bana bildirince ekledim, teşekkürler), İ. Bülent Çelik, Aydın Gürsel, Cafer Zorlu, Zeki Beyner, Nuik (asil adı Nurettin İkizler sanırım).
Nehar Tüblek'e ait 25 Subat 1976 tarihli kapak çiziminde -Mehter Takımı misali iki ileri bir geri bile gidemeyen ve- bir ileri iki geri giden Türkiye anlatılıyor. Yani o tarihtede sorunlar aynı; Gerileme. Nedense bende bugünkü Türkiye için aynı espriyi bir kapakta görsem cuk oturmuş derdim.

ve Mesut Ekener'e ait 16 Ocak 1985 kapak çiziminde zamanın başbakanı Turgut Özal görüntülenmiş. O dönemlerde skandal olarak çıkan bir kaset kaydı üzerine bir espri. El arabasında Michael Jackson'un Thriller albümü çizilmiş, yani o kadar eski bir kapak.


İşte Çarşaf ile Gırgır arasındaki temel fark burada başlardı. Kapaklar renkli idi. Gırgır ise siyah beyaz ve sarı kullanırdı. Gırgır o zamanın ayırdedici özelliği olarak bu rengi kullanmaya başlamıştır. Çarşaf ise renklendirme ustaları ile kapağında okuyucuya başka bir şekilde ulaşmıştır.

14 Ekim 2006

Aral kardeşler ve mizah

Aral kardeşlerin Gırgır ve Fırt dergileri gerek ticari açıdan, gerek mizah açısından çok başarılı dergilerdi. Onların kurduğu dergiler bünyesinde birçok karikatürist ve mizah yazarı yetişti veya ustalığını pekiştirip okuyucuya eserlerini ulaştırdılar.

Gırgır, Fırt, Avni, Dıgıl, Fırfır gibi dergileri hazırladılar.
Bunlar arasında İlban Ertem, Altan Erbulak, Nuri Kurtcebe, İsmet Çelik, Engin Ergönültaş, Necdet Şen, İrfan Sayar, Bülent Arabacıoğlu, Suat Gönülay, Şevket Yalaz, Gürcan Gürsel, Gürcan Özkan, Atilla Atalay, Latif Demirci, Sarkis Paçacı, Ergün Gündüz, Hasan Kaçan, Murat Kürüz, Murat Alpay, Mehmet Çağçağ, Metin Üstündağ, Can Barslan, Galip Tekin, Uğur Durak, Behiç Pek, Cihan Demirci, Mim Uykusuz, Özden Öğrük, Ramize Erer, Gani Müjde, Tuncay Akgün, Birol Bayram, Kemal Aratan, Abdulkadir Elçioğlu, Serhat Gürpınar, Abdulkadir Tamer, Mehmet Ersoy, Zafer Temoçin, Kayhan Erkan, Sefer Selvi, Soner Günday, Doğan Güneş ve hatırlayamadığım veya benim kuşağım öncesi olduğundan takip edemediğim daha birçok kişi vardır.
Tekin Aral abisi Oguz Aral dan önce 19 Nisan 1999 da -bildiğim kadarıyla kalp yetmezliğinden- vefat etti. Çok fazla sigara içtiğini yakın çevresi söylerdi. Eşi yazar İnci Aral dır. Ve kendiside 1998 yılında Salacak Öyküleri isimli bir kitap yazdı. Abisi ile çocukluklarının geçtiği Üsküdar-Salacak merkezli olayları anlattığı bir öykü kitabıdır. Kitaptaki tiplerin isimleri ilginçtir; Tilt Mahmut, Piç Yavuz, Camgöz Taci vb.


Oguz Aral ise 26 Temmuz 2004'te (exoz'a teşekkürler) Bodrum da vefat ederek çok sevdiği kardeşi ile öbür tarafta dergi çıkarmaya gitti. Mim sanatı ve tiyatro ile ilgili eğitmenlik yaptı, mizah ve tiyatro oyunları hazırlayıp yönetti. Oguz Aral vefatına kadar Hürriyet Gazetesi'nde Huysuz İhtiyar adlı bir yazı ve çizgi köşesi hazırladı. Allah rahmet etsin. Bizlere çok şeyler öğrettiler ve öğretecek kişiler bıraktılar.

Fırt ta ilk "Hariçten Gazelim"


Fırt taki amatörlerin bölümünün adı "Hariçten Gazel Okuyanlar" idi. İşlerimize o gün olan usta bir karikatürcü yada Tekin Aral'ın kendisi bakardı. Tekin abiye işlerinizi göstermek daha kolaydı. O daha ılıman eleştirirdi. Yada bana öyle denk geldi. Espri bulamıyorum lafını kabul etmezdi. Sokakta yürüsen, pazara gitsen espri seni bulur derdi.



17 Ocak 1989 tarihli Fırt'ın 671.nci sayısında yayımlanan bu karikatürle piyasada önemli yerleri olan üç mizah dergisinde işlerim yayımlanmıştı (o sıralar amatör toplantı günü bana uymadığından Çarşaf Dergisine bir türlü gidememiştim.)
Bunlar kötü çizilmiş olsalarda benim ilk işlerim. O kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. Ama şimdi bu çizimleri 7 yaşındaki oğlum Metehan çizse onu bile epey eleştiririm sanırım.
Ne yapalım bizdeki çizerlik yeteneği babadan miras değil, alınteri(!)...

Oguzhan Kayan

Fırt Mizah Dergisi


Ve sıra geldi Fırt dergisine...
Fırt ile Gırgır aynı mekanda çıkarılırdı. Çizerlerde ufak tefek ekleme çıkarmalarla aynı kişilerden oluşurdu. Derginin idaresinde Tekin Aral (Oguz Aral'ın kardeşi) vardı.
Fırt Gırgıra göre siyasi yönü daha hafif bir dergi idi. Tarzan ve Arap Kadri, Kalamiti Jane, Stero Seyfi, Yavrunuzun Sayfası, Evrim Teorisi, Altan Erbulak ve İlban Ertem'in köşeleri vb bölümler en bilinenleridir.
Bu sayını kapağını Orhan Alev ve Ergün Gündüz hazırlamış.

13 Ekim 2006

Çarşaf Mizah Dergisi ve Mizah Okulu


Bir de o zamanlarin iyi dergilerinden Çarşaf vardı. O da Bab-ı Ali'de Milliyet gazetesine bağli bir binada idi. Ben buraya çok geç gittim ve burada oluşan Çarşaf Mizah Okulu'ndan pek yararlanamadım. Ancak birçok ünlü olacak iyi karikatüristlerde buradan yetişecektir. Zaten Gırgıra da ve Çarşafa da uğrardı karikatürcüler. Oğuz Aral'ın zılgıtını yiyen ya mizaha küsüp ara verir yada Çarşafa takılırdı bir süre.
Çarşaf Mizah Okulu'nda gelenler arasında her hafta bir konu belirlenir ve yarışma tarzı bir aktivite yapılırdı. O hafta en güzel espri ve çizgiler seçilir ve bir deneme sınavı niteliğinde beyin egzersizi olurdu. Bu yöntem birçok karikatüristin yetişmesinde faydalı olmuştur. Bu yarışma düzenleme ve Raşit Yakalı'nın bu okul ile ilgilendiği zamanlara ileride değineceğim.

12 Ekim 2006

Benim Gırgırdaki ilk karikatürüm ektedir...


Amatörlerin karikatürleri Gırgır'ın arka kapağında yayımlanırdı. Benim zamanımın amatörler bölümünde olanlar Sedat Öztürk, Kayhan Erkan, Sönmez Karakurt, Oguz Gürel gibi sonradan ustalığa varan isimlerdi.
Benim ilk işim biraz ayıplanacak bir karikatürdü. Ucube suratlı bir kadının sokakta bir erkeği hayalarından yakalayıp sıkarak eve atmaya çalışması konu ediliyordu. Ve babam bunu eve gelen misagirlere ve komşulara "oğlum Gırgır dergisine çizmiş" diyerek böbürlene böbürlene gösterirken ben kıpkırmızı olup yerin dibine girerdim.

Gırgır 848.nci sayı 4 Aralık 1988


Bu sayının kapağı çok iyi esprici olan Orhan Alev ve o zamanın genç ustalarından Ergün Gündüz'e aitti.
Zamanın başbakanı Turgut Özal'ın kafaları fiyat ibaresi gibi kullanılmıştı. Gırgır çok sıkı bir siyasi eleştiri aracıydı. Hatta bazı sayıları toplatıymış ve hakkında sayısız dava açılmaıştı. Ama Turgut Özal böyle konularda davalık olmaz ve konuya ılıman yaklaşmasını bilirdi.

Gırgır Mizah Dergisi'nde karikatürüm çıkacak...


Gırgır o zamanın en çok satan dergisi idi. Hatta Türk dergileri arasında en çok satan ve elden ele ikinci kez okunuşu da sayıldığında rekorları alt üst eden bir dergi idi.
Derginin yeri zamanın Günaydın Gazatesi'nin Bab-ı Ali yokuşuna yakın olan binasındaydı. Fındıklıda isem otobüsle, Kadıköy tarafında isem Eminönü vapuru ile karşıya geçer ve Bab-ı Ali'ye kadar yürürdüm.
Gırgıra iş sokabilmek kolay değildi. Oğuz abi, çok sert eleştirirdi. Bazı amatörleri ağlattığı ve kaçırttığı söylentiler arasındaydı.
Yani ödümüz patlaya patlaya giderdik onun makamına. Konuşması çok yumuşak başlayıp kafanıza sert girebilirdi mazallah.
Beni de yerden yerlere vurup 5-6 kez aynı işi (1 ay boyunca) çizdirdiği olmuştu.

İlk Yayımlanan Karikatürüm Limon Dergisi'ndeydi


Bu da benim o sayıdaki ve yayımlanan ilk karikatürüm.

3 Kasım 1988 tarihli Limon Dergisi No:139 kapağı...




Bu o sayısın kapak çiziminden bir bölüm. Kapak çizimi Kemal Aratan'a ait. O zamanların aykırı ve komik tiplerinin olduğu çizgisi ile populerdi usta çizer.

Dergilere gidişim meyvelerini veriyor...

Şimdi birazda benim dergilere çizmeye başladığım 1988-1989 yıllarındaki mizah dergilerine ve ilk işlerime bakalım.
İlk çizimim, zamanın Limon isimli mizah dergisinde 3 Kasım 1988 sayı 139 da yayımlandı.Limon; şimdiki Leman dergisinin ilk ismidir. O zamanlar Beyazıt da Güneş isimli bir gazete vardı ve onun binası içindeydi Limon.
O zamanlar Kabataş Fındıklı da olan Mimar Sinan Üniversitesi'nde Endüstri Ürünleri Tasarımı birinci sınıfta okumaktaydım. Lise sonda dergilerle tanışmıştım ama üniversite hazırlıklarından dolayı ve Anadolu yakasında oturmamın etkisi ile pek çizememiştim. Kısmet üniversite yıllarına imiş.

11 Ekim 2006

1980 lerin sonuna doğru mizah dergileri...



Mizah dergilerinin bugünkü durumları beş-on yıl önceye göre gerçekten iyi. Benim bırakma sebeplerim o yıllara denk geliyor. Çabalamanın pek geri dönüşü olmuyordu. Çizerlikde benim de esas işim durumundan biraz sapmıştı.
Üniversiteden mezun olunca mizah benim birincil işim gibi idi. Ancak mezuniyet sonrası çalışma alanlarım oturunca ve mizah da gerilemeye başlayınca otomatikman ikinci sıraya düştü. İçimde halen mizah işi yaşıyor ama profesyonel uygulama alanı pek yaratamıyorum. (Benim kendi eşekliğim)

Tabi bu arada yeni iş alanlarımda uygulamalar yaptım tabiki ayrıca kendimce sebeplerim var tabi.

İleride belki serbest çizimler yaparım ve internette yayımlarım...
Bu sıralar İlişkiler adlı köşesi ile tanıdığımız Mehmet Ersoy ile birlikte yeni çıkacak kitabını tasarlıyoruz. Ben de renklendirme işini yapıyorum. Kitap piyasaya çıkınca güzel bir iş olacak sanırım.

1987'de Lise Yıllığı...

1987 senesinde ilk kez lise yıllığına çizim yapmaya başlamıştım...
Bununla başlayan çizim yapma hevesim beni ilk önce Gırgır ve o günlerde Limon adında olan (şimdiki LeMan) mizah dergilerine yönlendirmişti.
Okumasına onları okuyordum ama çizmek farklıydı tabi. hem espri yaratmanız hemde onu anlatacak çizgiyi yakalamanız gerekliydi.
Önümde de çok zorlu bir adam vardı; Oğuz Aral...
İleride onunla tanışacak ve mizah dergilerine amatör olarak karitatürler verecektim. Ama karikatür benim hayatımda üniversite ile birlikte yürüttüğüm bir hobiden ileri gidecek ve Hıbır dergisinde profesyonelliğe geçecek ve bir kaç dergi ile devam edecektim. Bunları da ileride paylaşacağız tabi...

Merhabalar...



Giriş resmindeki Web Surfer benim 2000 yılında HoBoR yarattığım bir kahraman...
HoBoR, Gırgır dergisinden ayrılan genç kuşağın kurduğu Hıbır dergisinin bağlı olduğu yayın kurumundan ayrıldıktan sonra birkaç isim değişikliğinden sonra vardığı son ticari isim idi. Bu isim ile yayın hayatı bitti.
Mizah dergilerinin gerileme dönemi idi.

Şimdi ise LeMan, Penguen, L- Manyak, Lombak vs dergileri -Oğuz Aral'ın eski Gırgır günleri kadar olmasada- populerliğini koruyorlar.

Benim blogumdaki amaçda bu eski mizah dergilerini de kapsayan çerçevede mizah ve genel çizim dünyasına bakmak olacak.

Herşey serbest, maksat paylaşmak olsun.

Hayırlı olsun...