Bu Blogda Ara

31 Aralık 2010

Yeniyıl...2011...


Yeniyılınız istediğiniz gibi olsun! Umutlarınız gerçeklere dönüşsün!

18 Eylül 2010



En kahraman Rıdvan'ın 1.nci kitabı 22 Eylül'de kitapçılardaymış, ben sıradayım:))

http://www.facebook.com/home.php#!/pages/En-Kahraman-Ridvan/140228115989865

07 Eylül 2010

KİMDİR "EN KAHRAMAN RIDVAN" VE BÜLENT ARABACIOĞLU


Rıdvan, saf mı saf, temiz mi temiz bir mahalle delikanlısı.
Ne kadında ne içkide gözü var.
Tek derdi insanlara kahramanlık derecesinde yardım edebilmek.
Zamanın kahramanları Zagor, Teksas, Yüzbaşı Tommiks, Sihirbazlar Kralı Mandrake v.b. tipleri kendine örnek alan ama örnek almayı abartıp yanında onların yapabileceği herşeyi de yapabileceğini zanneden bir vatandaş.

Ne var ki Bülent Arabacıoğlu'nun iyi kurgulanmış örüntüleri ile öykü de tesadüflerle işi kotarıyor ya da (çoğunlukla) bazen batırıveriyor. Tabi safımız batırdığında, eksiği kendine değilde mutlaka başka birşeye maledip tam moralle tam kahraman sanmaya devam ediyor kendini.

Böyle büyük bir kahramanın (!) tabi ki bir kahramanlık kıyafeti de var; önüme dikiş izleri belirgin şekilde beceriksizce tutturulmuş bir kemik görselinden ibaret bir tişört, çoçuk pantolonu tarzı alttan düğmeli bir tulumumsu bir pantolon ve spor ayakkabılar da kahramanlık yaparken rahatlık sağlasın diye :))
Bir de narası var ki onu da herkes hatırlar; Ku-Ku-Ri-Kuk-Kuuuu!
Sanırım çoğumuz, zamanın çizgi öyküsü Zagor Tenay'ın "Ahyaaaak" narasını hatırlar. Bu da günümüz tabiriyle onun "çakması".

En Kahraman Rıdvan'ın ilk kitabı yakındaaaa!!!


Bülent Arabacıoğlu ustamızın Gırgır Mizah Dergisi'nde yaratıp çizgileriyle hayat verdiği safi saf kahraman "En Kahraman Rıdvan" ilk kitabıyla yakında piyasada olacak.

Uykusuz Mizah Dergi Gurubu'ndan piyasa çıkacak kitap baskıya hazırlandı, kapak da hazır. Ekteki görüntü kapağın son hale yakın taslaklarından biri.
En Kahraman Rıdvan'ın ilk hikayesi "Pislik" ile başlayan bu çizgiroman serisi diğer öykülerin baskıya hazırlanma sürecine göre çizgiroman dünyasına kazandırılması planlanıyor.
Zamanında Rıdvan'ın bir öyküsünde de kendisine mürekkepleme işleminde (çizgiciler arasında çinileme denir) yardım ettiğim Bülent Abi ile daha yakın iş ilişkilerine girmiştik. O öyküde çinileme işini Bülent Abi gibi bir usta tadında becerememiştim belki ama ustamızdan da çok şey öğrenmiştim.
En Kahraman Rıvan'ın çizgi dünyamıza ve ustam Bülent Arabacıoğlu'na hayırlı olmasını dilerim!
O.K.

30 Haziran 2010

Endüstri Tasarım içeren karikatürlerim


Evet belki karikatür ile epey zaman ilgilendim, ancak benim eğitimini aldığım meslek; Endüstri Ürünleri Tasarımı hep aklımın bir köşesini meşgul etti.
Tabi mezuniyetime yakın dönemde aklım okul projeleri ile meşgulken bulduğum esprilere de yansıyordu.
İşte geçtiğimiz hafta meslek kuruluşumuz ETMK'nın düzenlediği tasarımcıların hobileri meslekleri ile etkileşimdemi temalı tasarımcıların hobileri sergisine hazırladığım pano.
Nedense ölü yıkama makinesi ilgi çekti:))
Sergi Taksim-Galatasaray da Birnokta etkinlik merkezinde; Yeniçarşı No:26/3 adresinde sürmektedir.

Eh birazda günümüzden...Aşkı Memnu...Bihter-Behlül


Eee, bu son dizi manyaklılkarı beni canımdan bezdirdi. Romanını sevdiğim, küçükken dizilerini seyrettiğim bu eski roman uyarlamaları TV'ye girdiğinden beri pek alışamadım, ne diyeyim.
İşte çevremde devamlı geyiği dönen, çok bayanlar tüketen, TV karşısına kilitleyen bu dizilerden Bihter ve Behlül'ün Türk aile sistemine aykırı, terbiyesizce aşklarını anlatan, tüm amca ve dayıları yeğenlerinden soğutan dizi; Aşk-ı Memnu...

Bana izlemeden öğğğ getirten bu diziyi izlesem bir de o zaman görün halimi...

Sarkis Paçacı


Bu sefer baside indirgenmiş ve her kesimce anlaşılamayan espriler köşesi çizeri Sarkis Paçacı'ya değineceğim.
Benim için gizli kahraman denebilecek yetenekte biriydi. Esprileri derin, siyasi, seksi, basit, karmaşık; yani çeşitliydi.
Köşesini severek okur ve bazen de erkek-kadını doğal işlemesine hayran olarak incelerdim. Basit ama ustaca çizgilerle her konuyu anlaşılır şekilde çizebilirdi.
Ayrıca ülkenin doğu kesiminden tiplemeleri ve yaşamlarını da araya iyi serpiştirirdi.

Aykırı esprilerin olaması, okurken espriyi arayıp bulmam okurken zevk alma sebebimdi. Bir iki örnek köşesi yazılarımı açıklayacaktır sanırım;

Hasan-Ergün sayfası


Bu sayfa esprileri Hasan Kaçan ve çizimi Ergün Gündüz'e ait olan bir sayfaydı.
Heten Keçen olarak da bilinen (!) Hasan Kaçan'ın mizahi bakışı, Ergün Gündüz'ün kıvrak ve günü yansıtan kıyafet, saç, güncel tipleme başarısı ile yansıtılınca gerçekten sevilen bir karma oluştu.

Şahsen ben de bu sayfayı epey severek okurdum. Ergün Gündüz'ün çizgi kıvraklığı beni hep cezbetmişti. Bazı çizerlerin tarzı kadar uçuk değildi belki ama tipleri güzel di. Yakışıklı olan yakışıklı, güzeli güzel, çirkini çirkindi bir kere. Bazı tarzlarda güzeli bile çirkindir, bu çizgi öyle değildi bir kere. Aynı zamanda bir spor ayakkabı çizilecekse vitrinde gördüğünüz son, bilinen modellerden olurdu. Atkı son desenlerde, etek son moda kesimde, yani yaşayan çizgilerle olurdu. Çoğu çizim stilize olup son modelleri anımsatmaz bile. Ya da 30 senedir çizilen klasik tarzdadır. Ama Ergün abinin çizgileri sizi sokaktan çizgilerle yakalardı.

Ergün Gündüz zamanında yurtdışı deneyimleri de olan bir çizerdi ve çizimleri birçok yurtdışı sergi, website v.b. sunumlara katıldı. Özellikle suluboya tarzı ile hoş etkiler yakaladı. Ressam olarak eğitimini tamamladığı için iyi bir estetik altyapısı vardı ve bu altyapıyı iyi kullanıyordu. O mizah esprileri bulma işini bırakıp kendini çizime konsantre etmişti. Espri bulmuyor denemezdi, o işi yazarlara bırakırdı ama çizgisiyle, detaylandırmasıyla işe iyi bir yorum katardı.
Doküman kullanmayı severdi ve estetik unsuru yüksek görsel kaynakça kullanıp estetiğini kendi sitiline çok güzel adapte ederdi. Masası hep çizim dergileri ve fotoğraf içeriği bol kaynak dergi, kitap vs ile dolu olurdu.
Bu çizgi yeteneği ve aşkı ile mizah yanında çizgiroman dergilerine de önayak oldu.
Sanırım ilk RR (Resimli Roman), sonra Joker ve Akrebin Gölgesi serisi. Ancak piyasa şartları bu kaliteli kağıda basılı dergilerin yaşamasını sağlayamadı.
Ergün abi ile de daha Gırgır sonrası dönem dergilerde çalıştık; Hıbır, Hugo, H.B.R. Maymun, Şebek, HoBoR.

Hasan Kaçan esprileri ise güldüren, yeren, iğrenç, duygusal, şaşırtan esprilerdi.
Bir espriciden ne isterseniz o kadarını verebilirdi Hasan abi. Benim üzerimde de epey emeği vardır sağolsun. Emek verirdi ama karşılığını da almayı bilirdi Hasan abi.
Yaptığı işlere tazını da koyardı. Gırgır sonrası kurulan Hıbır Mizah Dergisi'nde yönetimde olanlardandı. Hıbır sonrası da Ustura adlı bir degi kurdu ama çok uzun yaşamadı bu dergi. Gazete günlük mizahi yorumu da yaptı. Sonra bilindiği gibi Ekmek Teknesi TV dizisini de yaratarak iyi televizyon başarılarına imza attı. Bir de Şans Yolu adlı yarışma programı sunmuştu. Cem Yılmaz'ın Arog filmin de de oynadı. Yani yine mizah için de bulundu ve edecek bence.

Bu usta esprici ve çizer karması sayfalar hep ilgi çekti ve farklı tadlar ortaya koydu diyebilirim. Günümüzde Fatih Solmaz-Bahadır Baruter karması Lombak sayfası buna örnek sayılabilir.