Mizah dergileri, 80 darbesi öncesinden itibaren, yazıları ve fikirleri sivrileşen tüm basınının içerisinde yerini almıştı. Bu rol, gülmeye muhtaç halkın hem bu ihtiyacını gideriyor, hem de sivri esprileriyle düzeni eleştiriyordu. Tabi ben 80 öncesi dönemleri için pek bilgi verecek yaşta değilim. 1980 darbesi sonrasında sivri dilli her gazete ve dergi gibi mizah dergileride bol mahkemeli ve davalı günler geçirdi, hatta bazı sayıları toplatıldı.
Gani Müjde'nin bir yazısında vardı; daha dergide yeni olduğu sıralar, sabahlamalar sonrası, Oğuz Aral arabası ile yolunun üzerinde olduğundan Gani abiyi evine yakın bir yerlere bırakırmış. Tabi o zamanlar Oguz Aral gibi kişiler hedef insanlarmış. Yani arabaları bombalanır, kurşunlanır veya yolları kesilirmiş. Gani abi birgün, Oguz Aral ve onun gibi hedef olan başka biri ile arabada iken bu tür olaylara kurban gitmekten ne kadar korktuğunu ve Oğuz Aral'ın "hadi, seni bırakayım!" teklifinden nasıl yırtacağını bilemediğini yazmıştı. Yani o kadar vahim günler atlatmışlar.
Ben bu günleri çocuk-genç, ilkokul-ortaokul dönemindeyken atlattım. Gırgır'a gittiğim zamanki kuşak daha güllük gülüstanlık bir dönemdeydi. Ama mizah dergileri böyle günler ile bilenip oturaklı durumuna kavuşmuştu. Kapakları, toplumsal eleştirel yönleri, Oğuz Aral'ın ve ekibinin siyasi esprilere bakış açısı hep bu zamanlardan güç alıyordu.
Böyle bir dönemin mizahi (eleştirel mizah) ihtiyacı tabiki fazla idi. Ve Gırgır o zaman bu boşluğu fazla fazla dolduruyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder