Bu Blogda Ara

18 Temmuz 2007

Orhan Alev vefat etti...

Gırgır'ın usta espricilerinden Orhan Alev vefat etti. Orhan abinin 15 Temmuz 2007 tarihinde vefat etmiş olduğu http://mizahhaber.blogspot.com/ blogundan 16 temmuzda benim e-posta adresime gelmiş ama spam olarak bakmadıklarımdan birinde kalmış. Daha sonra detayları da http://damdakimizahci.blogspot.com/ blogundan aldım.
Kendisi hastanede kanser tedavisi görüyormuş, detaylarını linklerini verdiğim mizah blogları uzun uzun anlatmış. Tüm mizahçıların ve Orhan Alev esprileri ile büyüyenlerin başı sağolsun.
Orhan abi ile çok uzun beraber çalışmadım, amatör iken gidip gelirken onun sessizce çalışma yaptığını gördüm o kadar. Ama hepimizi onun espri anlayışı elden geçirip bugünkü espri anlayışımıza varmamıza yardımcı oldu diyebilirim.
Orhan Alev esprilerinden bir kaç örnek koymak ve ustayı anmak isterim...

Bu Fırt mizah dergisine hazırladığı bir kapak esprisi, bir çok kapakta onun esprileri vardı zaten.


Bu da Fırt taki ünlü tiplemesi Stero Seyfi. Buradaki çizgiler Şevket Yalaz'a ait, ama bir ara sanırım ilk başlangıcını Ergün Gündüz çizdi. Ergün'ün olmadığı zamanlarda Şevket abi onun yokluğunu hissettirmeyecek kadar usta idi tabiki.


Tabi ona ait bir çok da tek kare espri vardı iç sayfalarda, Orhan abi bulunduğu dergilerin mizah yönetmeni olurdu zaten. Haftada bi kaç sayfalık öykü 3-5 tek kare esprisi, bir de kapağı olurdu onun. Tek başına bir dergiye espri yetiştirirdi adeta.

05 Temmuz 2007

Utanmaz Adam çizimleri ve asistan çizerler

Utanmaz Adam tipleme örnegi Oguz Aral'ın Ergün Gündüz ile beraber bir çalışması. Ergün Gündüz kurşun kalem ve çinileme (mürekkepleme) desteği vermiştir sanırım.



Ergün abi epey bir zaman Oguz ustaya asistanlık yapmış ama artık yetenekleri iyice bilenince adı da Oguz Aral'ın yanında üst alana yazılmış tabi. Oguz Aral tabi idari işlere de bulaşınca genç yetenekleri yetiştirirken ona yardımcı olarak da yanında alıkoyardı.
Aynı asistanlık olay, kardeşi Tekin Aral'ın "Tarzan ve Arap Kadri" öykülerinde asistanı Latif Demirci de yaşanmıştır. Ama onun adı yazı bandına yazılmışmıydı hatırlayamadım.
Ben de bir ara "Eşek Herif" tiplemesi espri ve çizimlerinde Hasan Kaçan'a ve sonrasında "En Kahraman Rıdvan" tiplesi çinilemesinde Bülent Arabacıoğlu'na asistanlık yapmıştım.
Yani bu tür asistanlık dönemleri bir çok çizerde olabiliyor.

08 Mart 2007


Tüm kadınlara;

Dünya Kadinlar gununuz kutlu olsun!

Bugun için ufak bir çizim yapmistim, sizlerle paylasmak istedim.
Hep ozgur olunuz! (Çizimdeki kadar olmasada olun bunyenizin kaldirdigi kadar canim)

17 Şubat 2007

Oğuz Aral'ın diğer önemli tiplemesi; Utanmaz Adam

Oguz Aral gibi yaratıcı bir kişi, karikatür hayatı süresince sevilen birçok tip yaratmıştı doğal plarak.
İşte Utanmaz Adam ve Korna adlı arkadaşının enteresan maceralarının anlatıldığı bu tipleme en önemli sayılabileceklerden biridir. Çeşitli yurtiçi yurtdışı kaynaklı mafyavari kişiliklere karşı mücadele veren, hin mi hin bir tip bizimki.
Üçkağıtçının önde gideni, cesur, soğukkanlı ve becerikli aynı zamanda.
Senelerce çizildiği halde okuyucu hiç sıkılmadı. Belki Oğuz Aral arada yorulup, sıkılıp ara vermese kimse öykü çizemeyecekti o sayfalara. Ama Utanmaz Adam yokken de ya Nuri Kurtcebe'nin Gaddar Davut ya İlban Ertem yada Galip Tekin gibi kuvvetli öykülü usta çizerler girerdi yerine. Belirli bir döneminden sonra idareci rolü gereği Oguz Aral'ın öykü dizileri bir ekip gerektirebiliyor tabi ve daha çocuk yaşta Oguz Aral'ın eline düşen Ergün Gündüz devreye giriyor burada. O asistan çizer olarak Utanmaz Adam'a katkıda bulunmaya başlıyor. Avnide de Latif Demirciyi asistan olarak görmüştük.
Utanmaz Adam'ın TV'ye uyarlanmasıda denendi ve bu çalışmalarda Okan Bayülgen Utanmaz Adam rolünü almıştı. Ancak tutmadı ve fiyasko ile kapandı.
Utanmaz Adam örneklerini de ekleyeceğim.

08 Ocak 2007

Oğuz Aral'ın bölümleri ile başlayalım önce. Avanak Avni (yada Avni diye de bilinir) genç bir tip olarak yaratıldı, ama sonradan arda bir derken Oğuz abi tipin çocuk esprilerini daha çok yapmaya başladı ve böylece başından sonuna dönen bir hikaye kahramanı olarak kaldı. (Star Wars Episode I gibi) Tabi Avni'nin konuşma özürlü çağının "Dıgıl" lafı bunda epey rol oynadı. Deve Dilaver, devamlı elma aşırdığı manav ve annesinin komşularından bacaklarını dikizlediği güzeller bizi epey bağladı kendisine. Benim takip ettiğim dönemlerde en arka sayfada (iç sayfada arka kapağın içinde) üstte basılırdı.
Aşağıda ustamızın Avanak Avni'sinden bir iki örnek.

Ustalık yolunda köşe kapmaca

Köşesi olan her kişi tam manası ile usta sayılmazdı. Ama Oğuz Aral ustalık yolunda ilerleyen yeni yetmeleri arzu ateşi ile yakacak formülleri iyi bilirdi. Kimilerine köşe vermez tek karikatüre yönlendirir, kimilerini ise kendi tarzını araştırabileceği, hem rezil hem de vezir olabileceği köşelere yönlendirirdi. Böylece dergide çeşitliliği sağladığı gibi işileri başkaları ile tatlı bir rekabete iter ve en önemlisi her hafta tarzını bozmadan bir düşünce yapısında (veya değil)bir köşe çıkarma yolunda kendisi ile rekabete sokardı.
Biz de bu şekilde gelişen ve her tür insana kendini bulabileceği bir alan yaratan köşelere göz atacağız.

18 Aralık 2006

Anonim sayfalar

Bu sayfalar daha önce de belirttiğim gibi ikinci kapak esprisi kuvvetinde siyasi ve toplumsal-komik esprilerin olduğu kuvvetli sayfalardı. Genelde 2 ve 3.ncü sayfaladaydılar ama bazen dergide değişiklikler ile orta ve ara sayfalara da anonim sayfalar planlanırdı. Aşağıda, Girgir'ın, sayı 848 -4 Aralik 1988- tarihli, GrGr ve Gırgır diye isimlendirilmiş 2 ve 3.ncü sayfaları vardır.


Diğer sayfalar çizerlerin köşelerine, daha kendilerine özgü espri ve çizgilerine ayrılmışken bu sayfalar anonim ve herkesin -yeterince çalışırsa- girebileceği sayfalardı. Bu sayfalardaki, Hasan Kaçan, Ergün Gündüz, Mehmet Ersoy, Mehmet Çoşkun, Sefer Selvi,Abdulkadir Tamer, Serhat Gürpınar, Orhan Alev, Zafer Temoçin, vb. isimlerin işlerini, defalarca espri ve çizim olarak inceler, boş yere espri bulmanın aritmetiğini arardım. Gerçi o çabalar bana da espri bulma yeteneğini az buçuk bulaştırdı tabi. Ayrıca çizgilerimde ilk halime göre kuvvetlenmeye başlamıştı. İşte başka örnekler;


Amatörlerin o sayfaya uygun ve beğenilen esprileri bile buraya girebilir ve daha usta bir dergi çizerince çizilebilirdi. Benim de bir kaç esprim Oğuz Aral tarafından bu anonim sayfalara kabul edildi ve hatta beni onurlandırarak birini kendisi çizdi. Burada hazırlanan "Zekası Ufuflar" isimli bir kaöşe vardı ve benim esprim o köşe için uygun görülerek içeri alındı. Normalde amatör olarak ayırılan bölümlere çizdiğimde aldığımdan daha fazla bir para ödenmişti bu işime ve en önemlisi Oguz Aral gibi bir usta esprimi çizmiş ve benim karikatüre olan ilgimi de iki-üç misline taşımıştı.

Gırgır dergisinin kapakları

Gırgır'ın kapaklarından bahsetmek gerekirse tam manasıyla sivriydiler. Güldürmek yanında tam eleştirel yapıları vardı. Ancak kapak kadar içteki 2.nci ve 3.ncü sayfaları da en az kapak kadar hırçın esprilerle doluydular.

Kapakları benim zamanımda Ergün Gündüz, Gürcan Gürsel, Şevket Yalaz gibi genç ama usta karikatüristler çizerlerdi. Nadiren başkaları da arada çizerdi tabi. Bahs geçen çizerlerin o espriyi iyi yorumlayabilmesine göre Oğuz Aral kimin çizeceğini belirlerdi sanırım. Benden önceki dönemlerde Ouz Aral, İlban Ertem, Nuri Kutcebe, Altan Erbulak gibi üstadlar da çizmiş ama ben onları az gördüm.
Espriler çeşitli kişilerden olurdu. Orhan Alev, Yılmaz Okumuş, Zafer Temoçin, Erdal Belenlioğlu, gibi isimler iyi kapak espricilerindendi.Süleyman abi de vardı. (Soyadını hatırlayamadım,-ayıp bana- Mustafa Bayramoğlu hatırlattı Süleyman Yıldız idi tabi)
Ekteki kapaklar, benim amatör işlerimin ağır eleştiri aldığı sayıların kapakları. Ama işlerim çıkıyordu en azından ve karikatür eğitimim başlamıştı nihayet.

29 Kasım 2006

Gırgır 'ın en populer olduğu yıllar

Mizah dergileri, 80 darbesi öncesinden itibaren, yazıları ve fikirleri sivrileşen tüm basınının içerisinde yerini almıştı. Bu rol, gülmeye muhtaç halkın hem bu ihtiyacını gideriyor, hem de sivri esprileriyle düzeni eleştiriyordu. Tabi ben 80 öncesi dönemleri için pek bilgi verecek yaşta değilim. 1980 darbesi sonrasında sivri dilli her gazete ve dergi gibi mizah dergileride bol mahkemeli ve davalı günler geçirdi, hatta bazı sayıları toplatıldı.
Gani Müjde'nin bir yazısında vardı; daha dergide yeni olduğu sıralar, sabahlamalar sonrası, Oğuz Aral arabası ile yolunun üzerinde olduğundan Gani abiyi evine yakın bir yerlere bırakırmış. Tabi o zamanlar Oguz Aral gibi kişiler hedef insanlarmış. Yani arabaları bombalanır, kurşunlanır veya yolları kesilirmiş. Gani abi birgün, Oguz Aral ve onun gibi hedef olan başka biri ile arabada iken bu tür olaylara kurban gitmekten ne kadar korktuğunu ve Oğuz Aral'ın "hadi, seni bırakayım!" teklifinden nasıl yırtacağını bilemediğini yazmıştı. Yani o kadar vahim günler atlatmışlar.
Ben bu günleri çocuk-genç, ilkokul-ortaokul dönemindeyken atlattım. Gırgır'a gittiğim zamanki kuşak daha güllük gülüstanlık bir dönemdeydi. Ama mizah dergileri böyle günler ile bilenip oturaklı durumuna kavuşmuştu. Kapakları, toplumsal eleştirel yönleri, Oğuz Aral'ın ve ekibinin siyasi esprilere bakış açısı hep bu zamanlardan güç alıyordu.
Böyle bir dönemin mizahi (eleştirel mizah) ihtiyacı tabiki fazla idi. Ve Gırgır o zaman bu boşluğu fazla fazla dolduruyordu.

24 Kasım 2006

Çarşaf incelemesi bitti

Eh, artık yolumuza 1980'lerin sonuna doğru gelirken gitmeye başladığım Gırgır Dergisi ile devam edeceğiz. O günler içinde yazacağım tatlı amatörlük anılarım olacak. Gırgır konusu ile görüşmek üzere hoşçakalın.

23 Kasım 2006

Çarşaf Karikatür Okulu...

Çarşaf'ında amatörlere ayrılmış bir köşesi vardı ve mizah okulu görevini çok iyi bir şekilde üstlenmişti. Sayısız ünlü karikatüristin yetişmesine yardımcı olmuştur.
Oraya gidenler toplanarak verilen bir konu üzerine espri ve çizim üretirlerdi. Haftanın iyi esprileri bir jüri tarafından belirlenir ve ufak çapta bir yarışma yapılırdı. Semih Balcıoğlu sonrası amatörlerle ilgilenen birçok isim oldu. Bunlar arasında sevilen kişilerden biri sanırım Raşit Yakalı idi.

Ayrıca genç karikatürcüler tanışır, birbirleri ile ustalığa giden yolda iyi arkadaşlıkları da oluşurdu. Fikir bombardımanı ile iyi, kötü espriler ortaya dökülürdü. Tabi burada yemek veya kumanyada olurdu ve bedavacılar epey severdi bu işi. Öyle yada böyle herkesin kaynaşıp kendilerini bir grup gibi hissetmelerini sağlayan bir kurum oluştururdu amatör toplantıları. Ayrıca evde özene bezene çizdikleri karikatürler değerlendirilirdi.
Ben bir iki kez gittiğim için konu hakkında fazla bir şey söyleyemem. Karikatürist arkadaşlarımdan Mustafa Bayramoğlu, Raşit Yakalı'nın genç karikatürcülere yaklaşımı ile faydalarından, Ümit Atalay ise Bülent Üstün (Kötü Kedi Şerafettin) ile yediği kumanyaların lezzetinden bahsetmişti. Çarşaf'a amatör karikatür götürdüğümde ise, çizim açısından biraz pişmiş olduğumdan olsa gerek, o gün yapılan yarışmada en iyi çizimlerden biri benimkilerden biri olmuştu. Ama espri olarak daha iyi buluşlar vardı tabiki. Ben de öyle zaman ile kısıtlı ve konusu o anda verilen yarışma gibi bir sisteme alışık değildim. Ama bu sistemin genç karikatürcülerin, her hafta son dakika haberlerini okuyarak siyasi ve toplumsal espri bulma yeteneğini bilediği bir gerçek.

Çarşaf ve İlhan Nalbant

Derginin son zamanlarına doğru bir de İlhan Nalbant'ın çizimleri hatırımda kalmış. Epey üretken bir dönemini takip etmiştim. Hazırladığı köşelerden "Tezgah" isimli bir örneği aşağıdadır.

Gündemdeki Tv dizilerine komik senaryolar...

Bir de televizyon dizilerini komik senaryolar ile abartı ve eleştirerek çizilen klasik sayfalar vardı. Bu Amerikan Mad Mizah Dergisi'nde de yapılırdı. İşte buna örnek olarak eklediğim dosya o zamanların sevilen yabancı dizilerinden "Tatlı Sert" isimli dizinin çizgi ile yapılmış bir "ti" ye alma sayfası. Konusu ünlü dizi senaryo yazarı Kandemir Konduk' a ait, çizimi ise Bülent Düzgit'e ait.

Karikatür dünyasından senaryo yazarlığına geçen çok kişiler olmuştur. Kandemir Konduk bunların ilk örneklerinden ve Altan Erbulak heryönüyle görsel sanatlara bulaşmış biri olarak bunlarında üzerinde sayılabilir. Daha sonraları Limon (Leman) dergisinden Gani Müjde, (şimdilerde Penguen dergisinde olan) Fatih Solmaz ve Tükenmez Kalem ekibi gibi iyi komedi senaryo yazarları en bilinenlerdendir. Gani Müjde, "Arabesk", "Kahpe Bizans" gibi zamanın ters esprili filmlerine de imza atmıştir.

Çarşaf Dergisi'ni incelemeye devam...Ve Nehar Tüblek

Çarşaf Mizah Dergisini incelerken araya Semih Balcıoğlu ve Ecevit'in vefatları girmişti ve yeri gelmişken o konularla ilgili yazmıştık. Şimdi dergiyi incelemeye devam edelim.
Kapaklarında çizim örneklerini verdiğim Nehar Tüblek ustanın iç sayfalarda da bir köşesi olurdu. "Gördüm, Duydum, Çizdim" isimli köşesi en bilinenlerindendir.

Bu köşesinde toplumsal ve eleştirel temalı kimi zaman güldüren, kimi zaman taşlayan fikirleri olurdu üstadın.

13 Kasım 2006

Ecevit karikatürleri...

Ecevit'e devlet ve halk güzel bir tören yaptı geçtiğimiz günlerde ve ben de bahsettiğim gibi Ecevit'e ait bazı karikatürleri toparladım, işte onlardan bazıları...
HBR Maymun sayı 198, tarih 19 Mart 1998. Kapak ta imza yok. Çizeri ve yazarı ancak tahmin edilebilir (!)

Bir baskası ise Erdal Belenlioğlu esprisi ve çizen Latif Demirci. Tesadüf konu Türkeş'in vefatı ile ilgili.

Bu iki karikatür benim kalemimden çıkma. Esprilerden biri Musa Gümüş'ün ve o zaman populer olan insan klonlama tartışmaları ile ilgili. Diğeri benim esprim ve 100 bin lira metal para olarak piyasaya Ecevit'in koalisyon ile iktidarda olduğu zamanlar piyasaya çıkmış.

06 Kasım 2006

Bülent Ecevit vefat etmiş

Dün akşam (05 11 2006) saat 23:00 civarında Bülent Ecevit'in vefat ettiği açıklandı. Allah rahmet etsin! (Benim blog da gazetelerin vefat ilan sayfalarına döndü ya neyse.) Bazılarına karikatür ve çizim ile ilgili bir blog da bir siyasetçinin vefat haberi garip gelebilir. Ancak Bülent Ecevit gibi Türk siyasetinde dolayısıyla Türk mizah dergilerinde önemli roller oynamış bir şahsiyetin vefat haberi bizler için önemli. Bu hafta birçok mizah dergisi bu haberi küçüklü büyüklü çizimlerle işler. Siyasetçiler ve önemli adamlar (!) olmasa idi biz karikatüristler bunca malzemeyi nerelerden bulurduk.
Aşağıda HBR Maymun dergisi 134.ncü sayı, 26 Aralık 1996 tarihli kapağında Ecevit ve o zamanın önemli diğer siyasetçileri bir aradalar. Espri Erdal Belenlioğlu, çizim Latif Demirci nin.

İşte bu noktada siyasetçiler ile onların yaratımları kesişiyor, hatta bizim dergide yatıp kalkıyorlar denebilir. Hele zamanında Gırgır, Çarşaf, Limon gibi siyasi eleştirileri gazeteler ve siyasilerce takip edilen yayınlarda bu siyasiler birçok karikatür hatta çizgiromanda figüran, yardımcı oyuncu ve başrollere soyunmuş şahsiyetler olmuşlardır. Kimisinin ismi veya tipi hafiften çarpıtılarak bir köşede kullanımıştır. Önemli siyasetçiler ve cumhurbaşkanı, başbakan, bakan gibileri ise esas oğlan/esas kız rollerini baştan kapmışlar tabi. Eh, Karaoğlan lakaplı Bülent Ecevit'te bu önemli şahıslardan biri olarak, 20-25 yıl boyunca yetişen tüm portre karikatürcüsünün çizmesi gereken, konucuların espriler yaratmak zorunda olduğu bir siyasetçi olmuştur.
Şimdi de Ecevit ve siyasilerin Ergün Gündüz'ün kaleminden çıkan bir çizgiroman karesi.

Ecevit'in siyasi ve gazetecilik yanını sorgulayan örneklerde var tabi ki. Onları da önümüzdeki yazılarımda yayımlayacağım.

30 Ekim 2006

Semih Balcıoğlu ve basında haberleri

Ustanın en vefatına kadar çalıştığı Sabah Gazetesi'nde vefatı ile ilgili yazıdan Semih ustadan hayatını özet olarak anlatan bir alıntı yapıyorum ve sayfanın adresinden haberin tamamını Sabah Gazetesi internet sitesinden okuyabilirsiniz. Çizerin arşivi bölümünden gazetede çizdikleri ile vefat günü ve sonrası yayımlanan karikatürleride bu siteden görülebilir. (http://www.sabah.com.tr/arsiv/ars,ciz,63,1.html)

Bu arada mizahçi Cihan Demirci de kendi blogunda bu konuya incelikli yaklasmis bakmakta fayda var...
http://damdakimizahci.blogspot.com/

Sabah 27 10 2006 (http://arsiv.sabah.com.tr/2006/10/27/gun96.html)
"İstanbul'da, 1928 yılında doğan Balcıoğlu, Işık Lisesinin ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi grafik bölümünden mezun oldu.

İlk karikatürü 1943 yılında Akbaba Mizah Dergisinde yayınlanan Balcıoğlu, Karikatür, Amcabey, Akşam, Dünya, Hürriyet ve Tercüman gazetelerinde çalıştı. Balcıoğlu, meslek yaşamında yurt içi ve dışında 49 ödül kazandı. ''Gümüş Güvercin (Skopje)'', ''Altın Madalya (Pescara)'', ''Altın Palmiye'' ve ''Gümüş Hurma (Bordighera)'', ''İş Bankası Büyük Ödülü'', ''Abdi İpekçi Barış ve Kardeşlik Ödülü'', ''TÜYAP Onur Ödülü'' bu ödüller arasında yer aldı.Gabrovo Mizah Evinin yaptığı oylama sonucu dünyanın 106 çizerinden biri olarak kabul edilen Balcıoğlu, Türkiye'de üç boyutlu karikatürü gerçekleştiren ilk sanatçı oldu.

Balcıoğlu, seramikle yaptığı karikatürlerini İstanbul ve Ankara'da sergiledi. Bugüne kadar 7'si yurt dışında olmak üzere 60 kişisel sergi açtı. 19 karikatür kitabı yayınlanan Balcıoğlu'nun ''Güle Güle İstanbul'' adlı eseri, İtalya'da ''Karikatür Kitapları Yarışması''nda birincilik ödülü kazandı.İki arkadaşıyla 1969 yılında Karikatürcüler Derneğini kuran Balcıoğlu, 1973-1979 yılları arasında da Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanlığı görevinde bulundu.

Balcıoğlu, 1999 yılında ''Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü''nü aldı. 15 Ocak 2002 tarihinde Mimar Sinan Üniversitesince ''Onursal Doktor'' unvanı verilen Balcıoğlu, Basın Şeref Kartı sahibi, evli ve bir çocuk babasıydı.

CENAZESİ PAZARTESİ GÜNÜ ZİNCİRLİKUYU'YA DEFNEDİLECEK

İstanbul'da vefat eden karikatürist Semih Balcıoğlu'nun cenazesi, 30 Ekim Pazartesi günü toprağa verilecek."

Semih Balcıoğlu vefat etti - 27 Ekim 2006

Ne tesadüf ki ben kendi blogumda onunla ilgili kısımları hazırlarken o kalp yetmezliğinden vefat etmişti sanırım. Cuma (27 10 2006) geç vakit Semih Balcıoğlu'nun hazırladığı Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü ve araştırmacı yönünü anlatıyordum. Artık cumartesi olmuştu ve geceyarısından sonra 01:20 civarında yazımı yayımlayabilmişim. Ama ben ondan araştırmalarının devamını bekliyoruz yazarken onu kaybetmişiz bile. Dünya ve Türkiye çapında sayısız ödüllere sahip karikatür camiasının büyük ustasına; Semih Balcıoğlu'na Allah rahmet eylesin! Onun vefat haberini 28 10 2006 cumartesi eşimin bir kafede Vatan Gazetesi okurken öğrendim. Bu gazete alıntısını da ekte yayımlıyorum.

28 Ekim 2006

Semih Balcıoğlu ve Türk Karikatürü araştırmaları

Semih Balcıoğlu aslında çizimlerinin yanısıra kendi alanında iyi bir de araştırmacı ve derlemecidir.

Cumhuriyet dönemi karikatürü üzerine hazırladığı kitap amatörlüğümde epey elimin altıda gezindi doğrusu. Böyle bir kaynağın derlenmesi, bir çizerin elinden olunca farklı bir tadı oluyor doğrusu. Ancak benim aldığım ikinci bakısı olmasına rağmen (ki daha sonrası baskılara da göz atmıştım)içerisinde hiç bahsi geçmemiş usta çizerlerin olmasıda ilginçtir doğrusu. Mesela yıllardır beraber çalıştığım Bülent Arabacıoğlu bu bahsi geçmeyenlerden biri (En Kahraman Rıdvan, Tipitip, Gırgır'ın müthiş perspektifli panaromik orta sayfalarının çizeri). Tabi Gırgır kuşağının bir kesiminden sonrası ve daha sonraki kuşak burada hiç yoktur. Semih Balcıoğlu umarım benim takip etmediğim yeni baskılarda bu güzel kaynakçayı yenilemiştir.

18 Ekim 2006

Çarşaf ve Semih Balcıoğlu

Semih Balcıoğlu'nun Çarşaf taki karikatürleri ve köşeleri anlatmakla, örnekler vermeyle bitmez. Ben Ayna isimli bir köşesini örnek olarak koydum. Kendisi ile ne yazık ki hiç karşılaşmadık. Benim gittiğim dönemde amatörler ile o ilgilenmiyordu. Ama duyduğuma göre, her çekirdekten yetişme usta karikatürist gibi o da amatörlere gerekli zorlukları yaşatmış.

Kendisi Türk karikatürcüleri arasında önemli bir eleştirel karikatüristtir. Sade çizgileri ile her detayı, yergiyi veya komik espriyi anlatmayi bilir. Türk Karikatürü üzerine bir inceleme kitabıda vardır ve halen Sabah Gazetesi'nde "Semih Bacıoğlu'nu Not Defterinden" adlı köşesi ile aktif çizerlik hayatını sürdürmektedir. Aşağıda, bu köşesinden 18 Ekim 2006 tarihli çizimi vardır.