Bu Blogda Ara

19 Aralık 2007

Ünlü Piyanistimiz Fazıl Say ve Türban...

Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, Türkiye’de İslamcıların seçimi kazandığını, bakan eşlerinin türban taktığını belirterek, Türkiye’den ayrılmayı düşündüğünü söyledi.



Ben de kendisine özel bir piyano çizdim. Yorum sizlerin...

30 Kasım 2007

Fermuar ve Uykusuz mizah dergileri birleşiyor...


Mizahçı arkadaşım Bülent Üstün'den gelen son habere göre Penguen ekibinden ayrılarak kurdukları mizah dergisi Fermuar ile onlardan sonra kurulan Uykusuz dergisi birleşme kararı almışlar.


Bülent Üstün'ü "Kötü Kedi Şerafettin"'den bilirsiniz ve abisi Cengiz Üstün ile Üstün Brothers olayının marka yaratıcılarıdırlar :))
Son zamanların takip edilen işlerine imza atan iki dergi kadrosu daha da güçlü mizah harmanı ile bayilerde olacak...
Bu hafta Üstün Brothers, Uykusuz'a çizmişler bile. Haftaya Emrah Ablak (köşesi Tübitak harika bir mizah tazıdır), Hakan Karataş, Cihan Kılıç gibi isimler de sizlere mizahlarını iletirken "Uykusuz" kalacaklarmış :))



Umarım bu birleşim mizah dergilerinin başarısına başarı katar...

15 Kasım 2007

Atilla Atalay ve Gırgır'daki yazılı mizah


Aslında Atilla Atalay'dan önce Gırgır'da İsmet Çelik'in yazılarını incelemek gereklidir.
Atilla Atalay ondan sonrası kuşağı içinde mizah dergilerinde sivrilen isimlerdendir.
Ve kendisi Suavi Sualp ve İsmet Çelik'ten her zaman büyük saygı ile bahsederdi. Onun zamanında Oguz Aral'ın ve kendisinin tabiriyle "Sayfada gedik var" demesi ile karikatürler arasında bir yazı alanına yer kaldığı ve buraya gerekli mizah yazısının yazılma ihtiyacı anlatılırmış.
Yani biraz yere göre doğaçlama yazılan yazılar zamanıymış.
Daha sonra mizah yazıları oturdu ve Atilla Atalay'ın yazı köşeleri oluştu.
Bu köşelerden en önemlisi "Haftanınlakırdılukurdusu" idi. Görsel biraz kötü idare edin.

Bu köşede haftanın önemli olayları, güncel konular, güncel laflar, geyikler vs en komik repliklerle dönerdi.
Bir de Atilla abinin yazı tiplemeleri vardı. Bunlar arasında Fırt'da Eray, Gırgır ve Hıbır'da Sıdıka, Leman'da Sıkılhan vb olarak sayılabilir. Bir de bunları vinyetler ile yaşatan bir çizer yanına bir çizim yapardı ve tip artık kafanızda canlanırdı.
Sıdıka çizimlerinde en oturmuş olanı Latif Demirci'nin çizimidir. Kitap kapaklarının bazıların da onun çizimleri vardır.

Sıdıka aynı zamanda TV dizisi olarak ShowTV'ye de epey bir dönem hazırlanmış ve epey sevilmişti. Niye bitti bilemem ama yine olsa sevileceği kuşkusuz.

Dizinin girişindeki jenerik çizimleri yine Latif Demirci tarafından hazırlanmıştı.
Bu arada Sıdıka'dan önce yayımlanan Yılmaz Erdoğan'ın Mükremin ve ukala derecesinde bilgili kızkardeşi de Atilla abinin Sıdıka'sına çok benzer ve Sıdıka'dan alıntı olduğu söylenir. Doğruluğunu bilemem ama senelerce Sıdıka okuyan insanlar normal bir mahalle kızı olmasına rağmen fazla biligi tiplemesi ve Mükremin gibi sert bir abi tiplemesi ile Demet Akbağ-Yılmaz Erdoğan'ın tiplemeleri sanırım bu temadan bilinçaltında biraz etkilenmişlerdir.
Ama Atilla Atalay sadece köşe ve gedik yazıları ile kalmadı ve ilginç fotoğraflar ile bunlara yazılmış komik yazılar gurubu kullanarak başarılı sayfalar oluşturdu.
Kendi blogunda zamanın telefon şakaları döneminden çıkma "Görevimiz Tehlike" görev kasetleri sesli komiği di ilginçtir (blog ismi aşağılarda var)
Atilla abi yine kendisi gibi yazarlar yetiştirme konusunda da epey aktifdi. Osman Şayan ve Alper Atalan isimli iki kişi Hıbır Dergisi zamanında onun tarafından yetiştirilmiş ve yazılarıyla köşe bulma şansı yakalamışlardır. Sıdıka dizi senaryosunda da Atilla abiye yardımcı olmuşlardı bildiğim.
Hatta Alper Atalan da Show TV'de 2007'de yayımlanan Kısmetim Otel dizisininde senaryosunu hazırlamışdır.
Bir de Sanal Uyku adlı kitabı var diye biliyorum.

Atilla Atalay'ın kendi hazırladığı blog da da kurucularından olduğu ve idaresinde bulunduğu Hıbır üzerine belgesel tadında bilgiler vardır.
http://atillaatalay.blogspot.com/

Atilla abinin, Hıbır, HBR Maymun ve Şebek dergileri zamanındada da çok aktif rolü vardır.
Yazilarina halen Leman gurubunda devam etmekte ve sayısız kitabı piyasada bulunmaktadır.
Bir kitap fuarı sırasında kendisine rastlayıp kitaplarının bir kaçını imzalatmıştım hatta. Ama sonra senelerce beraber çalıştık ama yeni kitaplarını imzalatmayı unuttum sanırım.

Metin Demirhan yaşamını yitirdi...


Geçen ay bahsettiğimiz üzere arkadaşımız Metin Demirhan, beyin kanaması sonrası 20 günlük beyin kanamasına bağlı koma durumundan sonra 1 Kasım günü yaşamını yitirdi.

Metin abi, Çarşaf, Fırt, Gırgır ve PişmişKelle gibi dönemin önde gelen yayınlarında profesyonel çizerlik yapmıştı.

“Kozmo Fare”tiplemesi ve Heavy Metal dünyası çizgileriyle de çizer olarak bilinen Metin Demirhan, Türk ve Dünya Sineması araştırma ve konuyla ilgili kitabı ile bilinirdi.


Metin Demirhan hakkında Yeni Şafak Gazetesi'nden Ali Murat Güven'in bir yazı linki ektedir
http://www.yenisafak.com.tr/sinema/?t=01.11.2007&c=17&i=77377

Metin abinin kendisini oluşturduğu sinema üzerinede iki blog sayfası vardı, linkleri ekte;

http://www.maskeveyumruk.blogspot.com/

http://fantastiksinema.blogspot.com/

31 Ekim 2007

Karikatürist Metin Demirhan beyin kanaması geçirdi...



Biliyorum , epeydir blogumu yenileyemiyorum ama bazı önemli haberleri de sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.
Çizdiği metal tiplemeli karikatürleri, çizgi romanları ve sinema üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan çizer arkadaşımız Metin Demirhan, beyin kanaması geçirerek, hastaneye kaldırıldı.
Haberi ilk olarak Uykusuz Mizah Dergisi'nde okudum.
İnternette yaptığım araştırmalara göre Metin Demirhan'ın kısmi felç geçirdiğini öğrendim.
28 ekimdeki bir habere göre de iyileşme sürecine girmiş, umarım bir an önce iyi olur...
Metin Demirhan, Abdulkadir Elçioğlu ile mizah dünyasında Rock ve Heavy Metal müziği üzerine bilinçli çizim yapan karikatüristlerimizdendi.

Umarım bir an önce iyi olur...

18 Temmuz 2007

Orhan Alev vefat etti...

Gırgır'ın usta espricilerinden Orhan Alev vefat etti. Orhan abinin 15 Temmuz 2007 tarihinde vefat etmiş olduğu http://mizahhaber.blogspot.com/ blogundan 16 temmuzda benim e-posta adresime gelmiş ama spam olarak bakmadıklarımdan birinde kalmış. Daha sonra detayları da http://damdakimizahci.blogspot.com/ blogundan aldım.
Kendisi hastanede kanser tedavisi görüyormuş, detaylarını linklerini verdiğim mizah blogları uzun uzun anlatmış. Tüm mizahçıların ve Orhan Alev esprileri ile büyüyenlerin başı sağolsun.
Orhan abi ile çok uzun beraber çalışmadım, amatör iken gidip gelirken onun sessizce çalışma yaptığını gördüm o kadar. Ama hepimizi onun espri anlayışı elden geçirip bugünkü espri anlayışımıza varmamıza yardımcı oldu diyebilirim.
Orhan Alev esprilerinden bir kaç örnek koymak ve ustayı anmak isterim...

Bu Fırt mizah dergisine hazırladığı bir kapak esprisi, bir çok kapakta onun esprileri vardı zaten.


Bu da Fırt taki ünlü tiplemesi Stero Seyfi. Buradaki çizgiler Şevket Yalaz'a ait, ama bir ara sanırım ilk başlangıcını Ergün Gündüz çizdi. Ergün'ün olmadığı zamanlarda Şevket abi onun yokluğunu hissettirmeyecek kadar usta idi tabiki.


Tabi ona ait bir çok da tek kare espri vardı iç sayfalarda, Orhan abi bulunduğu dergilerin mizah yönetmeni olurdu zaten. Haftada bi kaç sayfalık öykü 3-5 tek kare esprisi, bir de kapağı olurdu onun. Tek başına bir dergiye espri yetiştirirdi adeta.

05 Temmuz 2007

Utanmaz Adam çizimleri ve asistan çizerler

Utanmaz Adam tipleme örnegi Oguz Aral'ın Ergün Gündüz ile beraber bir çalışması. Ergün Gündüz kurşun kalem ve çinileme (mürekkepleme) desteği vermiştir sanırım.



Ergün abi epey bir zaman Oguz ustaya asistanlık yapmış ama artık yetenekleri iyice bilenince adı da Oguz Aral'ın yanında üst alana yazılmış tabi. Oguz Aral tabi idari işlere de bulaşınca genç yetenekleri yetiştirirken ona yardımcı olarak da yanında alıkoyardı.
Aynı asistanlık olay, kardeşi Tekin Aral'ın "Tarzan ve Arap Kadri" öykülerinde asistanı Latif Demirci de yaşanmıştır. Ama onun adı yazı bandına yazılmışmıydı hatırlayamadım.
Ben de bir ara "Eşek Herif" tiplemesi espri ve çizimlerinde Hasan Kaçan'a ve sonrasında "En Kahraman Rıdvan" tiplesi çinilemesinde Bülent Arabacıoğlu'na asistanlık yapmıştım.
Yani bu tür asistanlık dönemleri bir çok çizerde olabiliyor.

08 Mart 2007


Tüm kadınlara;

Dünya Kadinlar gununuz kutlu olsun!

Bugun için ufak bir çizim yapmistim, sizlerle paylasmak istedim.
Hep ozgur olunuz! (Çizimdeki kadar olmasada olun bunyenizin kaldirdigi kadar canim)

17 Şubat 2007

Oğuz Aral'ın diğer önemli tiplemesi; Utanmaz Adam

Oguz Aral gibi yaratıcı bir kişi, karikatür hayatı süresince sevilen birçok tip yaratmıştı doğal plarak.
İşte Utanmaz Adam ve Korna adlı arkadaşının enteresan maceralarının anlatıldığı bu tipleme en önemli sayılabileceklerden biridir. Çeşitli yurtiçi yurtdışı kaynaklı mafyavari kişiliklere karşı mücadele veren, hin mi hin bir tip bizimki.
Üçkağıtçının önde gideni, cesur, soğukkanlı ve becerikli aynı zamanda.
Senelerce çizildiği halde okuyucu hiç sıkılmadı. Belki Oğuz Aral arada yorulup, sıkılıp ara vermese kimse öykü çizemeyecekti o sayfalara. Ama Utanmaz Adam yokken de ya Nuri Kurtcebe'nin Gaddar Davut ya İlban Ertem yada Galip Tekin gibi kuvvetli öykülü usta çizerler girerdi yerine. Belirli bir döneminden sonra idareci rolü gereği Oguz Aral'ın öykü dizileri bir ekip gerektirebiliyor tabi ve daha çocuk yaşta Oguz Aral'ın eline düşen Ergün Gündüz devreye giriyor burada. O asistan çizer olarak Utanmaz Adam'a katkıda bulunmaya başlıyor. Avnide de Latif Demirciyi asistan olarak görmüştük.
Utanmaz Adam'ın TV'ye uyarlanmasıda denendi ve bu çalışmalarda Okan Bayülgen Utanmaz Adam rolünü almıştı. Ancak tutmadı ve fiyasko ile kapandı.
Utanmaz Adam örneklerini de ekleyeceğim.

08 Ocak 2007

Oğuz Aral'ın bölümleri ile başlayalım önce. Avanak Avni (yada Avni diye de bilinir) genç bir tip olarak yaratıldı, ama sonradan arda bir derken Oğuz abi tipin çocuk esprilerini daha çok yapmaya başladı ve böylece başından sonuna dönen bir hikaye kahramanı olarak kaldı. (Star Wars Episode I gibi) Tabi Avni'nin konuşma özürlü çağının "Dıgıl" lafı bunda epey rol oynadı. Deve Dilaver, devamlı elma aşırdığı manav ve annesinin komşularından bacaklarını dikizlediği güzeller bizi epey bağladı kendisine. Benim takip ettiğim dönemlerde en arka sayfada (iç sayfada arka kapağın içinde) üstte basılırdı.
Aşağıda ustamızın Avanak Avni'sinden bir iki örnek.

Ustalık yolunda köşe kapmaca

Köşesi olan her kişi tam manası ile usta sayılmazdı. Ama Oğuz Aral ustalık yolunda ilerleyen yeni yetmeleri arzu ateşi ile yakacak formülleri iyi bilirdi. Kimilerine köşe vermez tek karikatüre yönlendirir, kimilerini ise kendi tarzını araştırabileceği, hem rezil hem de vezir olabileceği köşelere yönlendirirdi. Böylece dergide çeşitliliği sağladığı gibi işileri başkaları ile tatlı bir rekabete iter ve en önemlisi her hafta tarzını bozmadan bir düşünce yapısında (veya değil)bir köşe çıkarma yolunda kendisi ile rekabete sokardı.
Biz de bu şekilde gelişen ve her tür insana kendini bulabileceği bir alan yaratan köşelere göz atacağız.